17 October 2007

ODTU Kürek zamanları

Yıl 1997...sıcak bir yaz günü...8 cengaver ilk defa aynı teknede yarışa çıkacaklar...Galatasaray ve Fenerbahçe gibi rakipleri var...Avantajları küçük görülmeleri, önemsenmemeleri... (Belgesel tadı vereyim dedim, olmadı ama oturduğum yerde gaza geldim. :P)

Neyse, o zamanlardan kalma iki fotoğrafı Facebook'daki fotolarımın arasına eklemiş Tuna. Elleri dert görmesin.

Tam ortada oturan mavi tshirtlü, her ne kadar belli olmasa da saçlarını arkadan toplamış (evet, o zamanlar vardı birşeyler) ve yusuflayan şahıs benim. Yarış için tekneye binmişiz, iskeleden açılıyoruz. Yarışın en yusuf anı olan start'a gidiyoruz.

Dönüşümüz 2. olan Galatasaray'ın 14 saniye önünde oluyor ve 1997 Türkiye Şampiyonu oluyoruz takım olarak...

Ayrıca bu yarışta bi 4- (dört tek) rezaletimiz var ki, "tekneyle iskeleye çıktığımızdan" bahsetmek istemiyorum. Yarıştan direk iskeleye...Tarihe geçecek bir hareket :)))






Kadroyu verelim: (Oturanlar :P )

Dümenci (arkası dönük olan) - Tuncay
Hamlamız (en önde oturan) - Görkem baba
Hamla sırtı - Tuna Baytaş
Motor Dairesi (sırayla) - İlter Yılmaz, Arda Özyüksel, Mustafa Tekin Dokucu, Soner Aksu (müstekbel partner)
2 numara - Ahmet Tolga Toksoy
Sibirya - Orkun baba

12 October 2007

04 September 2007

Mr. Bean and the Invisible Drums

Zaten hastasıydım...tuz biber oldu...

Tavsiyeler (Meslek Kur'asına Tabi Yedek Subay Adayları için)

Özetler ilk girişte yapılanları anlatayım önce.

Küçükyalı'daki (E5 üzerindeki) Ulusoy tesislerinden tabelaları takip ederseniz hemen bulursunuz. Teslim olduktan sonra otobüse bindirilip bir binaya gidiyorsunuz. Çanta satıyorlar. Sonra elbise ve postal veriyorlar. Postalları hemen deneyin. (ve problem varsa değiştirin). Elbiseleri de giymeden kabaca kontrol edin, çok küçük olmasın. Berber kontrolü yapılıyor. Kesinlikle asker traşı olup gidin zira orada olmak istemezsiniz, eminim. Oradan başka bir odaya geçip terlik, 2 don, 2 tshirt, bir kullanımlık sabun ve şampuan (otellerdekilerden) veriyorlar. Bir sonraki odada dosyanız açılıyor ve doktor "bir problem var mı?" diye soruyor, varsa anlatmak lazım. Spor yapar yada yapamaz diye yazıyor. (aslında çok da önemli değil, spor falan yaptığımız yok). O binadaki işlemler bu kadar. İşlemleri bitenleri minibüs ile banyoya gönderiyorlar. 3 dakika içerisinde banyo yapıp, verilen elbiseleri giymeniz gerekiyor. Giyinene kadar çoktan terlemiş olacaksınız, duş falan nafile yani. Oradan, kayıt işlemlerinin yapılacağı ve bütün zamanınızı geçireceğiniz mıntıkanıza intikal edeceksiniz. Baya bir bürokratik işlemle uğraşacaksınız. Oraya erken gelenleri(ilk teslim olanları ve bir gün önceden teslim olan psikopatları) bilgisayarın ve fotokopinin başına koyup çalıştırıyorlar. Kayıtları erken bitenleri de koğuşlara çıkartıp bütün yatakları yaptırıyorlar. İşte ben bu gruptaydım. Şöyle söyleyeyim, yatak yapmaktan tırnaklarım açıldı. Sonra böyle devam ediyor.

Askerde yanıma aldıklarım ve tavsiyelerim:
(ağustos ayında gittiğimi unutmayın)
  • Oraya gidince ilk iş size bir çanta satıyorlar. Fiyatı 16 ya da 18 YTL idi. İçinden temiz, kirli ve yıkama torbaları, traş çantası, ayakkabı boyası, pilot kalemler vs. vs. bir sürü şey çıkıyor.
  • Tshirt, don, çorap (Bunları Tandoğan'da ki yeraltı çarşısından temin edebilirsiniz. Tshirt ve don yeşil renkte olacak.)
  • Dikiş için iğne iplik vs.
  • Yapıştırıcı (ani düğme kpopmaları yada spolet yapıştırmaları için) (spolet: yakaya takılan nane)
  • İlaç (yasak aslında, girerken varmı diye soruyorlar. Ben yok diyip girdim. Kesin alın yanınıza. Vitamin ve boğaz ağrısı ve soğuk algınlığına karşı ilaç lazım oluyo.
  • Postal için kaliteli bir tabanlık (koku ve sağlık için)
  • Postal kesin vuracaktır. Vatka alın, vuran yerlere den gelecek şekilde koyun. Ama tüm gün aynı yerde kalması çok zor. Bir di bir süre sonra deforme oluyo. Sıfatını kaybediyo. Bunun için bol miktarda yara bandı alın, boy boy. ve plaster tarzı kuvvetli yapışkanı olan bandajlardan alırsanız yara bandının üstüne bir kat da bundan koyabilirsiniz. Uzun ömürlü oluyo. Her duştan sonra yenilememek için suya dayanıklı olması da önemli.
  • Pudra pişikler için lazım olabilir.
  • Kolunuz falan terden kesin isilik olacak. Bunu havalandırmaktan başka çara yok.
  • Banyo için duş jeli tercih ettim, çok ,isabetli oldu. Kullanımı orada çok pratik. Duşlara herker aynı anda dirdiği için bazı duşlarda su ip gibi akıyor. Girmeden önce çıkan elemana suyun nasıl aktığını sorup girin. Ve girmeden önce suyu ve duşu deneyin. Donu çıkarıp yerleştikten sonra, duşta problem olduğunu farkederseniz, tekrardan yer değiştirmek cok ızdırap dolu oluyo.
  • Küçük bir dolabı 2 kişi kullanıyo. Çoğu koğuş 14 kişilik. Eğer oraya gidecek bir tanıdığınız varsa önceden konuşup, teslim öncesi girişte buluşup ardışık olarak girin ve numaralarınız ardışık olsun. Böylece koğuşunuz, takımınız manganız falan hep aynı olur, rahat edersiniz. En azında duşa giderken cüzdanınızı emanet edersiniz. Ben yastık altına koyuyordum. Ben saat 13:30 gibi teslim oldum(bence ideal) ve numaram 80'di. Bu numaranın 566'ya kadar gittiğini hatırlatırım.
  • Orada 565 tane asker vardı benim gibi. Yani bu demek oluyor ki herşey için kuyruk oluşuyor. İnsanın siniini bozan 1 numaralı husus budur. Anlamsız bekleyişler, sıcak vs...
  • Rahat kısımları da var. İnternet cafe var mesela . Orada köfte ekmek, tost satılıyor. Çıkan yemeği beğenmeyenler oradan yiyor. Pastane büfesi var. Sabahları poaça vs. satıyor.(kahvaltı alternatifi) Tatlı fgalanda var her zaman(yaş pasta, ekler, profitrol vs.)
  • En büyük problem su idi. abi bu ağustos ayı için geçerli. Öğlene kadar 3 litre su içiyorduk rahat. Kantinda su bulunmazsa, riskli olsa da musluktan içiyordum. Susuzluktan iyidir.

Simdilik aklıma gelenler bunlar. Aslında çok rahat bi acemilik olduğu kesin. Ne spor yaptık ne başka birsey. En fazla güneş altında beklemek zordu o kadar. Ha bu arada tshirt üzerine gömlek diye birşey giydiriyolar. Biz ona parka diyorduk. Güneş altında Allah sabır versin...

Bir ara da şu sınavlar hakkında yazarım.

Up-to-date

Yazmayalı neler oldu neler....

Öncelikle yüksek lisans tezimi bitirdim. (Evet ciddiyim) Jüridir, düzeltmesidir, bastırmasıdır, cildidir derken ODTÜ'yle ilişiğide kesip diplomamı elime aldım en sonunda. Açıkçası oldukça zorlu bir dönemdi. Juriden bir hafta öncesinde Karapınar'da bir haftalık atışlar vs. baya bi janjanlı oldu. Bir şekilde hallettik en nihayatinde.

Sonra oradan çıkınca Askere Alma Dairesi'ne bir ziyarette bulunayım dedim. Tezde bittiğine göre artık askerlik yakışır nitekim. Temmuz'un ortasında gidip Agustos celbi için başvurdum. Görevli kadın "çok geç kaldın" demek üzereyken, nisan 2006'dan beri bakaya kaldıgımı gördü. Orada ifadem alındı vs... Bir gün içerisinde askeri işlemlerim hallolmuştu ve 3 Ağustos'ta Mamak'ta sınava girmek üzere oradan çıktım. Bazen ODTÜ'nin yaptığı hatalar işe yarayabiliyor.

SAGE'den de ilişik kesme işlemlerimi tamamladıktan sonra, sırada tabiki yaz tatili var... Yaz talili görevimi de tamamladıktan sonra Ankara'da askeri hazırlıklara başladım.

Bu arada bir de veda yemeği oldu, Sakarya'daki Kumsal'da.





9 Agustos akşamı Hava kuvvetleri Levazım Yedek Subay Aday olarak Küçükyalı'daki Kenen Evren Kışlası'na katılacağımı öğrendim. O kadar "6 ay çıkar nasıl olsa" muhabbetinden sonra hafiften bir g.. oldum açıkçası. 12 ay....

Her neyse gidip teslim oldum. Bölümden Evren ve kürekten Gökhan'la beraber yaptık acemiliği. O açıdan çok şanslı sayılırım. 566'da 14. olup seçme hakkı kazansamda torbamda Ankara olmadığı için Hv.K.K. 1'inci Hv.Kv.K.Lığı Eskişehir'i seçtim. Nasılsa tanıdık yer. Askerde foto çektirdik ama soft'larını alma hakkımız yokmuş, yani yasakmış. Askerde sorgulamamayı bir nebze öğrendim sayılır. Mesela soft'u almak yasak diyince "niye" diye hiç sormadan uzaklaştım oradan :) Sonuç olarak, bir sürü anı ve arkadaş ile acemiliği 18 gün içerisinde bitirdim.

İleride meslek kur'asına tabi olacaklar danışabilirler. Yardımcı olmaya çalışırım.(kesin olurum aslında).

04 May 2007

Vivaldi

Children Of Bodom'dan Vivaldi - Four Seasons

Online music

Online müzik dinlemek için

http://hypem.com/ (tekrar tafa'ya tesekkurlerimi bir borç bilirim)

adresinden faydalanılabilir. Konsept "Listen to music blogs"

Bir tane örnek vereyim:

http://hypem.com/search/sia%20paranoid/1/

Bu linkde dinleme aracı olarak 4 seçenek var. Dinleyin.

Radyokafa'nın "Paranoid Android" coverı. Sia diye bir hatun söylüyor, başarılı.

26 March 2007

Evlilik

Einstein'ın ilk evliliğinde yaşanmış bir olayı yapıştırdım alta. Einstein bu, bir bildiği vardır...


After Einstein and Mileva married, they had two sons: Hans Albert and Eduard. Einstein’s academic successes and world travel, however, came at a price - he became estranged from his wife. For a while, the couple tried to work out their problems - Einstein even proposed a strange "contract" for living together with Mileva:

The relationship progressed. Einstein became estranged from his wife. The biography reprints a chilling letter from Einstein to his wife, a proposed "contract" in which they could continue to live together under certain conditions. Indeed that was the heading: "Conditions."
A. You will make sure

1. that my clothes and laundry are kept in good order;
2. that I will receive my three meals regularly in my room;
3. that my bedroom and study are kept neat, and especially that my desk is left for my use only.
B. You will renounce all personal relations with me insofar as they are not completely necessary for social reasons…

There’s more, including "you will stop talking to me if I request it." She accepted the conditions. He later wrote to her again to make sure she grasped that this was going to be all-business in the future, and that the "personal aspects must be reduced to a tiny remnant." And he vowed, "In return, I assure you of proper comportment on my part, such as I would exercise to any woman as a stranger."

Yerse :)

source1 , source2

22 March 2007

Faucet Light

Bu adresteki aletleri inceledikçe, insanın maaşını oraya bırakası geliyor.
Geçenlerde gördüğüm meret, son noktaydı.
89 Fahrenheit'ı geçtiğinde kırmızıya dönen, musluk ucuna takılabilen led ısıkları...


Bu arada, 89 degrees Fahrenheit = 31.6666667 degrees Celsius
Gönül isterdiki geçiş tek bir adımda değil de sürekli olsun, ama buda fena degil.




03 March 2007

Google Earth Capture

Google Earth'de Utah semalarından alınan görüntü sırasında uçmakta olan bir "cruise missile"...

http://maps.google.com/maps?f=q&hl=en&q=38%C2%B013%2736.38%22N,+112%C2%B017%2756.59%22W&layer=&ie=UTF8&z=18&ll=38.22631,-112.298598&spn=0.002019,0.005332&t=k&om=1&iwloc=addr

Olurda güncellerlerse diye bi capture aldım.



Edit: Alper (Akmeşe) ile resmi incelerken, bunu cruise missile değil de, yolcu uçağı olduğunu farkettim. (Alper sağolsun) Renkleri koyu olduğu için kanatları görmemişim. Bu sonuca boyutlardan da varılabilir. Scale'de 50 metrelik mesafe gösterilmiş. Uçak boyuda yaklaşık 30 metre var gibi. Şimdi uçağın yerden mesafesi, uydunun yere mesafesine göre yok sayılabilir. Bu durumda 30 metrlik bir cruise missile olması lazım, bu da pek mümkün değil.

06 February 2007

Mukemmel Cember

Ortaokul, lise yıllarında deftere çember çizerken hep düzgün yapmaya kasardım. Bazen düzgün yapamayınca gıcık olur, siler baştan çizerdim. Lisedeki fizik hocamız kalemi pergel gibi elde sabit tutup, defteri çeirme metodunu öüretmişti. Düşününce biraz psikopatça gibi geliyor. Neyse diyeceğim odurki zamanında buna kafa yoruyorduk baya.
Lakin literatürde şöyle şeyler de varmış. İzleyelim:



çok takdir ettim, çok...

02 February 2007

Mühendislik ve Moda - Güneş Gözlükleri

Güneş gözlüğü nasıl üretilir?
İzleyin...



Roket Yarışması

http://englishrussia.com/?p=377

Keşke zamanında bizde boyle bir şeyler yapsaymışız.
Bir yarışma, proje.
Her sene düzenli uygulama, daha iyi yapabilmek, geliştirmek için detayları öğrenmek.
Uçuş mekaniği daha iyi nasıl kavranabilir ki?

Resimlerdeki roketlerde kontrol yüzeyleri yok gibi. O da olsaydı zaten olay bitmiş olurdu sanırım.

29 January 2007

28 January 2007

Funhight

Şu blog'u çok beğendim.
http://funhight.blogspot.com


favori postlarımdan birkaçı:

http://funhight.blogspot.com/2007/01/cool-metal-sculptures.html

http://funhight.blogspot.com/2006/10/nails-life.html

http://funhight.blogspot.com/2006/11/amazing-3d-hanging-art.html

http://funhight.blogspot.com/2006/11/cool-taped-car.html
Bu teyp'e baktım, 3M'in Türkiye sitesinde bulamadım. Aslında bi gun arabayı boyle değiştirmek eğlenceli olurdu.

http://funhight.blogspot.com/2006/08/extreme-door-pimping.html
işte honda...

http://funhight.blogspot.com/2006/11/now-you-can-use-your-old-printer.html

http://funhight.blogspot.com/2006/08/rc-plane-made-with-beer-cans.html

http://funhight.blogspot.com/2006/11/transparent-rims.html

Amasra

Geçenler de Amasra'ya gitmiştik. Gideli baya oldu aslında ama anca yazabiliyorum. İlk gidişimdi bu. Herkes anlatıp duruyordu. Sonunda ben de gördüm. Ankara'ya en yakın deniz tabiri ile ünlü bir yer burası. Lafın kısası görmeyen kalmışsa ilk fırsatta gitmesini tavsiye ederim. Ortamın yanı sıra yeme, içme olayı da fena degil.

Amasra küçücük bir yer. Ortam sakin ve sessiz, deniz kenarında dolaşıp, oturabiliyorsunuz. Hava değişikliği için mükemmel. Manzara çok güzel. Kaleye tırmanıp tepeden etrafı seyretmek de güzel oluyo.

Yemeğe gelelim;
Balık konusunda fazla tecrübem yoktur ama orada arkadaşlarla akşam yemeğinin çok keyifli olduğunu belirteyim. Özellikle balık ile beraber yediğimiz salata daha önce yemediğim bir lezzete sahipti. Olay sosundan kaynaklanıyor sanırım.
Bir de dönmeden önce karadeniz pidecisinde yedik. "Trabzon Yağlı" diye birşey yedim. Erimiş kaşar, pide, tereyağı ve yumurta seviyorsanız, kaçırmayın derim.